Solucan Gübresi Kullanımının Tarımsal Üretime ve Bitkiye Olan Etkileri

SOLUCAN GÜBRESİ FAYDALARI

Worm Fertilizer Ürünlerinin (Katı ve Sıvı Formu) İçeriği Tarımsal Üretime ve Bitkiye Olan Etkileri

solucan
1- Solucan gübresi içeriğinde, Makro elementlerden bulunduğu tespit edilmiştir. Bu elementler Azot (N), Fosfor( P) ve Potasyum (K) dur. Miktarları ayrı ayrı % 1 – 1.7 arasındadır. Bunun dışında analiz sonuçlarından da anlaşılacağı gibi bitki gelişimi için gerekli mikro ve iz elemetleri de önemli ölçüde ihtiva etmektedir. (magnezyum, demir, çinko, manganez, bor, bakır, alimünyum gibi) Bunların dışında yüksek oranda organikkarbon ve humik ve fulvik asit (%15-17) içerdiği gözlenmiştir.
Azot bitki kuru ağırlığının %1.5-2 gibilik bir kısmını oluşturur. Bitki bünyesindeki karbonlu bileşiklerle birleşerek çeşitli organik molekülleri yapar, çeşitli solunum enzimlerinde ko-enzim olarak vazife gören bazı vitaminlerin ayrıca nükleik asitlerin bileşimine girer. Azot geniş ölçüde proteinlerin yapısına girer. Azot, bitkideki birçok organik bileşiğin yapısında bulunur. Proteinler, amino asitler,nükleik asitler, enzimler, ATP, ADP ve klorofil azotiçeren önemli organik bileşiklerdir. Azot, bitkilerin koyu yeşil renk almasını ve tahıllarda tanelerin dolgun olmasını sağlar.
Ayrıca fosfor ve potasyumun kullanılmasını ayarlar. Bitkide, yeni hücrelerin oluşumu için azot gereklidir.
Fosfor Bitki büyümesinde mutlak gerekli elementlerden biridir. Bitkide hücre çoğalması ve büyümeyi destekler.

Yeni köklerin, çiçek ve çiçek tozunun, tohum ve meyvenin teşekkül etmesini sağlar. Fosfor, bitkilerin olgunlaşmasını hızlandırdığı gibi, köklerin gelişmesini de artırır. Fosforun gerek kök gelişmesini artırması vegerekse olgunlaşmayı hızlandırır.
Potasyum bitkilerde ürün miktarı ve kalitesi artar. Potasyum enzim aktivitesine, fotosenteze, bitki besin elementlerinin ve fotosentez ürünlerinin taşınmalarına yardım eder, protein kapsamını artırır, turgoru düzenler, bitkilerde su yitmesini ve solmayı önler.
Potasyum bitkilerde kök gelişmesini ve büyümesini olumlu şekilde etkilerken bitkilerde yatmayı önler, soğuğa dayanıklılığı artırır, erkencilik sağlar, azotun etkinliğini artırır, hastalık ve zararlılara karşı dayanıklılığı olumlu şekilde etkiler.
2- Yukarıda saydığımız Vermikompost muhteviyatındaki elementlerin haricinde gübre içerisinde , azotobacter, fosfat bakterileri ve mikorizal mantarlar bulunmuştur. Solucanların bağırsak florasında yaşayan bu mikroorganizmalar dolayısıyla vermikomposta geçmektedir. Bakterilerin bağırsak florasında bol miktarda bakterinin olduğu rapor edilmiştir. Solucanların bağırsaklarında 2,1 x 109 adet bakteri bulunurken herhangi bir kimyasal ve fiziksel tahribata uğramamış doğal ve verimli topraklarda bu sayı 1,7 x 108 olarak ölçülmüştür.
Bu organizmalardan azotobakteriler havadaki azotu fikse ederek nitrat ve sonraki adımda nitrite dönüştürerek önemli miktarlarda toprağa veya yaprağa azot ( nitrit – nitrat formunda) kazandırmaktadır. Toprakta böylece yıl boyu sürekli ve tedrici azot kaynağı bulunuyor olması söz konusudur.
Fosfat bakterileri ise toprakta bulunan fosfat kayaçlarını biyolojik olarak parçalayarak bitkinin istifadesine sunarak toprağı ve bitki yeşil ve kahverengi aksamı ciddi miktarda fosfata doyurmaktadır.
Son olarak mikorizal mantarlar tespit edilmiştir. Bitki kökleriyle simbiyotik ( karşılıklı olumlu etkileşim) yaşayan ve bitkiden organik madde alarak beslenen bu canlılar gelişerek köklerin yüzey alnını genişletirler. Bitkinin ,daha fazla besinden yaralanmasını sağlarlar. Ayrıca topraktan aldığı mineral maddeleri ise köklere ve bitkiye ulaştırır bunun dışında diğer hastalık yapan funguslara karşı antogonostik bir etki göstererek onların olumsuzluklarını sınırlandırırlar.
3- Sölom sıvısı olarak belirlenen sıvı solucanların sindirim sisteminde ve yüzeylerinde bulunmaktadır. Sölom sıvısındaki antimikrobiyal maddeler, antijen bağlayan proteinler ve lizozim, savunma sisteminin önemli elemanları olarak ifade edilmektedir
Solucanlardaki sölom sıvısı içerisinde sitolitik, mitojenik, proteolitik, aglütinant, hemolitik ve antibakteriyel etkiye sahip 40’ dan fazla madde saptanmıştır. Molekül ağırlıkları 40- 70 kDa arasında olan fetidin, lizin, Eisenia fetida andrei faktör (EFAF), H1, H2, H3, eisenyapor, coelomic cytolytic factor (CCF-1) gibi isimlerle ifade edilen çok sayıda proteinin antibakteriyel etkilerinden bahsedilmektedir.
“Lumbricin I” adı verilen özgün bir antimikrobiyal peptid tanımlamıştır. Lumbricin I, hemoliz aktivite olmaksızın mikroorganizmalara karşı geniş spektrumlu bir antimikrobiyal etki göstermektedir. Lumricin I, 62 aminoasitten oluşan prolince zengindir. Ayrıca 29 aminoasitten oluşan “lumbricin I 6-34” adı verilen peptid, diğerinden çok daha etkili bir antimikrobiyal aktivite göstermektedir.
4- Solucanların sindirim sisteminde bulunan kitinaz enziminin bazı patojen fungusların hücre duvarında bulunan kitin maddesini parçalayarak etkili olduğu saptanmıştır. Ayrıca böceklerin kabuk yapısında bulunan kitin maddesini de parçaladığından bu maddeyi hisseden böceklerin özellikle vermikompostun sıvı formunun yapraktan uygulandığı bitkilerde böcekleri kovarak bir tür biyolojik mücadele metodu oluşturabilmektedir.
5- Vermikompost ve solucan doku ve sıvılarından elde ettiğim ekstreleri özellikle ülkemizde çok tahripkar özellikteki Pseudomonas putida, Erwinia herbicola, Mycobacterium liquefaciens, Staphylococcus gallinarum bakterileri ve Sclerotinia sclerotiorum, Aspergillus humicola, Aspergillus fumigatus, Alternaria alternata, Penicillium brevicompactum, Verticillium dahliae, Fusarim oxysporum ve Aspergillus niger fungusları üzerinde çoğalmalarını baskılayıcı etkilerinin oldukça önemli oldukları saptanmıştır.Bu hastalık etmenlerinin bitki gelişimi, kalitesi ve verimi üzerindeki yıkıcı etkisi oldukça güçlüdür.
Dolayısıyla gübrenin sıvı ve granül formunun kullanımı bu etmenlerin gelişimini baskılayacağından önemli ölçüde sekonder bulaşmalara karşı koruyucu olabileceğini söylemek mümkündür.
1-1-IMG_5056 solucan
 
6- Vermikompostun içerisinde bulunan ve solucan öz suyu olarakta tanımlanabilen sölom sıvısı, sıvı gübre içerisinde mevcudiyetini devam ettirir. Yaprak uygulamalarında enzimler ve sölom sıvısı vasıtası ile yeşil aksam üzerinde kılıf oluşturduğundan delici ve sivri çeneli tipli zararlıların yaprak ve gövdeye verecekleri zarar minimize edilmiş olur.
7- Tespit edilen Salisilik asit, bitkilerin çok önemli savuma kimyasalları olarak bilinir. Solucanların bağırsağın etrafındaki yeşilimsi klorogogen hücreleri glikojeni sentez ve depo ederken, üre, yağ ve salisik asidin sentezini yaparlar. Bu madde vermikomposta sindirim sistemi nedeniyle geçer ve uygulandığı topraklarda bitkiye doğal bir direnç kazandırır.
8- Solucanlarının bağırsaklarında aktif olan amilaz, selülaz, ksilenaz, sellobiaz, endoglukanaz, asit fosfataz, alkalin fosfataz ve nitrat redüktaz enzimlerini taşıdıkları tespit edilmiştir.
9- Solucan gübresi içerisindeki organik karbon zinciri içindeki hidrosil ve hidrojenin sodyum ve klor elementlerini şelatlamak sureti ile nötralize ettiği ve bitkiye geçişini engellediği tespit edilmiştir.
10- Ağır metal araştırmasında toprakta var olan ağır metalleri topraktan uzaklaştırmamış veya yok etmemiş ancak yapısındaki bağlar ile makro molekül haline getirerek absorbe etmiş ve bitkinin alabileceği formu bozmuştur.
Elde edilen sonuçlar ışığında yapılan diğer araştırmalarla da sonuçlar teyit edilmiştir.

a) Yapılan yabancı araştırmalar da, vermikompost uygulanan topraklarda yetiştirilen bitkilerin, hastalık ve zararlılara karşı daha dirençli olduğunu göstermektedir. Vermikompostun bitkiler üzerindeki antibakteriyel ve antifungal etkisi özellikle solucanların çeşitli nedenlerle vücutlarından dışarı salgıladıkları sölom sıvısından kaynaklanmaktadır. Aylarca bulundukları ortama dolayısıyla vermikomposta karışan sölom sıvısının yapısında bulunan aglütinin, fetidin, lumbricidin ve kitinaz gibi enzimler ve proteinler, bazı fungus, bakteri ve yapısında kitin maddesi bulunan zararlılara karşı etki göstermekte, böylece birçok hastalığın ve zararlının olumsuz etkisini zayıflatmaktadır

b) Szczech (1999), yaptığı bir çalışmada domates bitkisinde enfeksiyona neden olan Fusarium oxysporum lycopersici fungusuna karşı toprağa vermikompost uygulanmasının, hastalığın ilerlemesinde baskılayıcı etki gösterdiğini ifade etmiştir. Araştırıcı çalışmasında ısıyla steril edilmiş veya çeşitli kimyasallarla dezanfekte edilmiş vermikompostun bu etkiyi gösteremediğini saptamıştır. Bu durum vermikompostun antimikrobiyal aktivitesinde biyotik nedenlerin önemli rol oynadığını göstermektedir (Edwards ve Arancon, 2004). Edwards ve arkadaşları yaptıkları bir başka çalışmada, farklı oranlarda vermikompost uygulamasının toprak kaynaklı hastalık etmeni olan Pythium, Rhizoctonia ve Verticillum üzerindeki baskılayıcı etkisini saptamışlardır. Araştırıcılar aynı zamanda vermikompostun, nematod, artropod ve böceklere( aphid ve Acalymma vittatum) karşı da etkili olduğunu ifade etmişlerdir.

c) Shobha ve ark. (2008), Eudrilus eugeniae türü toprak solucanlarının bağırsak ekstraktı, vücut duvarı ekstraktı ve sölom sıvısı ile yaptığı bir çalışmada, söz konusu ekstraktların bitkilerde hastalık etmeni bakterilerden Xanthomonas campestris, Ralstonia solanacearum ve Erwinia carotovora; funguslardan Fusarium oxysporum üzerinde önemli ölçüde üremeyi önleyici etkisinin olduğunu açıklamıştır.

Worw_Solucan
Sonuç: Yapılan araştırmalar sonucunda Wermikompostta Makro,mikro elementlerinin varlığının yanı sıra organik karbon ve hümik, fülvik asit bulunması bu değerlerin bitkiye olan olumlu etkisi tespit edilmiştir. Vermikompostun içindeki bitki besin elementlerinin % 97’ si özellikle N, P ve K bitki tarafından doğrudan alınabilir formdadır. Buna bağlı olarak vermikompostta, zengin üst topraktan kullanılabilir formdaki azot miktarının 5 kat, potasyum miktarının 7 kat, kalsiyum miktarının ise 3 kat daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Vermikompost bitkilerin gelişimleri için toprakta olması gereken besin elementlerini sağlaması ve zenginleştirmesinin yanı sıra pH, EC, havalanma, su tutma kapasitesi, partikül büyüklüğü, agregatlaşma gibi fiziksel ve kimyasal özelliklerini düzenlediği tespit edilmiştir.
İçeriğinde tespit edilen azoto bakteriler, mikorizal mantarlar bitki kök gelişimini hızlandırdığı bu gelişimin meyve tutumuna olumlu etkisi gözlenmiştir. sölom sıvısı içerisinde sitolitik, mitojenik, proteolitik, aglütinant, hemolitik ve antibakteriyel etkiye sahip 40’ dan fazla madde saptanmıştır. İçerikte tespit edilen “lumbricin I” adı verilen özgün bir antimikrobiyal peptid tanımlamıştır, mikroorganizmalara karşı geniş spektrumlu bir antimikrobiyal etki göstermektedir. 
Araştırmalar esnasında sindirim sisteminde bulunan kitinaz enziminin bazı patojen fungusların hücre duvarında bulunan kitin maddesini parçalayarak etkili olduğu saptanmıştır. Ayrıca böceklerin kabuk yapısında bulunan kitin maddesini de parçaladığından bu maddeyi hisseden böceklerin özellikle vermikompostun sıvı formunun yapraktan uygulandığı bitkilerde böcekleri kovarak bir tür biyolojik mücadele metodu oluşturduğu söylenebilir.
Solucan doku ve sıvılarındaki ekstreler tahripkar özellikteki (Pseudomonas putida, Erwinia herbicola, Mycobacterium liquefaciens, Staphylococcus gallinarum bakterileri veSclerotinia sclerotiorum, Aspergillus humicola, Aspergillus fumigatus, Alternaria alternata, Penicillium brevicompactum, Verticillium dahliae, Fusarim oxysporum ve Aspergillus niger fungusları)bakteri ve funguslar üzerinde çoğalmalarını baskılayıcı etkilerinin oldukça önemli oldukları saptanmıştır.
Solucanlarının bağırsaklarında aktif olan amilaz, selülaz, ksilenaz, sellobiaz, endoglukanaz, asit fosfataz, alkalin fosfataz ve nitrat redüktaz enzimlerini taşıdıkları tespit edilmiştir. Bilindiği üzere enzimler protein yüklüdürler, bitkinin enerji ihtiyacını karşılamaktadırlar, aynı zamanda katalizör etkileri olduğundan var olan biyo etkileri hızlandırırlar ve dolayısı ile büyümeyi hızlandırırlar. Ph ı düzenleme karekteristiği bu enzimler vasıtası ile sağlanır.
Antibiyotik sentezinde aktif rol oynayarak bitki direncine olumlu etkileri bulunur.
Solucan gübresi içerisindeki organik karbon zinciri içindeki hidrosil ve hidrojenin sodyum ve klor elementlerini şelatlamak sureti ile nötralize ettiği ve bitkiye geçişini engellediği tespit edilmiştir.
Katı formunun toprağa tutunarak gerek erozyonu önlemesi gerekse toprak strüktürünü her anlamda düzenlemesi ve yukarıda ifade ettiğim gerekçelere binaen tedrici ve sürekli bir besleme ve regülasyondan bahsetmek mümkündür.

 
TERMINOLOJI:
 
1) Solucan Gübresi (Worm Casting): Nasıl ki büyükbaş hayvanın yanmış olan dışkısına doğrudan gübre diyorsak, solucanın dışkıladığı maddeye gübre dememiz gerekiyor. Bu nedenle, doğrudan solucanın dışkıladığı ve içinde başka herhangi bir ayrışmış ek madde olmayan ürüne solucan gübresi dememiz gerekir.
2) Solucan humusu – Vermikompost (Vermicompost): Solucan gübresinin de (worm casting) içinde bulunduğu genel kompost karışımı. Solucanlar içinde bulundukları sistemde kendilerine verilen tüm atıkları tüketemezler. Bu nedenle, sistemde bulunan diğer canlıların da tüketimleri sonucu elde edilen son ürün sadece solucan dışkısı olmamakta, içinde diğer ayrışmış maddeler de yer almaktadır. Bu nedenle buna solucan humusu, solucan kompostu veya vermikompost denilmesi gerekir. Verm-: solucandan gelen; -kompost: solucan dışı ayrışmış maddelerden gelen anlamında kullanılmaktadır; bu nedenle ikisinin bir arada bulunduğu maddeye vermi-kompost denir.
3)Sıvı Solucan Gübresi (Liquid Worm Fertilizer): Bu ürün, çeşitli teknolojiler kullanılarak elde edilen ve raf ömrü uzun olan, eğer doğru tekniklerle elde edilmişse çoğunlukla bitkiler için gerekli olan tüm besinleri içeren sabit içerikli bir üründür. Üretim tekniği ve ürün eldesinin zorluğu ve kıtlığı nedeniyle fiyat olarak katı gübreye göre daha pahalı olabilmektedir. Bu sıvı gübre iyi kalite katı solucan gübresinin teknolijinin de yardımıyla entegre tesislerde üretilmesiyle elde edilir. Muhtemelen içerikteki bakterileri dorment halde tutmak için çeşitli koruyucu maddeler içerdiği için raf ömrü daha uzundur.
4) Solucan Humusu Çayı (Vermicompost Tea): Bu kavram, 2 nolu üründen elde edilen ve humusun su içine daldırılmasıyla ve havalandırılmasıyla temin edilen sıvı gübreyi karşılamaktadır. Bu çayın içinde saf solucan gübresinin yanısıra diğer canlılar tarafından ayrıştırılmış ve hatta henüz tam olarak ayrışmamış maddeler de yer aldığı için elde edilen ürün hemen kullanılmalıdır. Çok uzun süre dayanmaz. Daha güvenli olarak kullanabilecek bir üründür.
5) Sızıntı suyu (Leachate): İşte en çok tartışılan ve karıştırılan tanımlama budur. Kimisi, vermikompost üretimi esnasında sistemden süzülen suya (sızıntı suyu: leachate) sıvı gübre demektedir. Oysa bu yanlıştır. Bu ürünün adı sızıntı suyudur (leachate) çeşitli tehlikeler de içermektedir. Örneğin, sadece solucanların sölom sıvısı ve solucan gübresinden süzülen besleyici sıvıyı içermez, aynı zamanda henüz kompostlaması tamamlanmamış atıklardan gelen sıvıyı da içerir. Bu da tekdüze bir ürün elde edilememei anlamına gelir ve ayrışmamış atıklardan gelen sıvı ham olduğu için zararlı bakteriler de içerebilir. Dikkatli kullanılması gereken bir üründür. Eğer daha önce yeterince havalandırılmış ise kapalı bir kapta daha uzun süre dayanabilir. Raf ömrü daha uzundur.
6) Solucan suyu (Vermiwash): Bu ürün ise solucan humusu çayına benzer bir teknikle üretilen ama ondan daha farklı bir ürün olan sıvı gübredir. Bu ürün yararlı besin maddelerininden çok solucanların sölom sıvısını elde edilmesi esasına dayanır. Uygulamada daha çok yaprak gübresi olarak ve bitki hastalıkları baskılayıcısı olarak kullanılır. Bu teknik genel anlamda en az kullanılan ve en az bilinen tekniktir. Solucan humusu çayı üretiminde olduğu gibi havalandırma yapılmadığı için elde edilen ürün daha uzun bir raf ömrüne sahiptir. Kullanımı daha güvenlidir.
 

 
 
 
 
 

Yorum bırakın

Scroll to Top
WhatsApp WhatsApp